Türkiye'nin Washington Büyükelçisi Mark Barrack, Şam yönetimi ile PKK/YPG terör örgütü arasında devam eden sorunların uluslararası iş birliği ve bölgedeki güvenlik dengeleri üzerindeki etkilerine dair dikkat çekici açıklamalarda bulundu. Türkiye'nin ulusal güvenlik kaygılarını ön planda tutarak yürüttüğü diplomatik çabalar sonucunda, bu meselelerin çözümünde izlenecek yolların belirlenmesi gerektiğini vurgulayarak, bölgesel istikrar için atılması gereken adımların önemine değindi.
PKK/YPG, Türkiye’nin terör listesinde yer alan ve ülke güvenliğini tehdit eden bir yapı olarak öne çıkmaktadır. Özellikle Suriye'nin kuzeyinde yaratılan yönetim alanları ve kurulan terör örgütü kampları, Türkiye'nin ulusal güvenlik stratejisini doğrudan etkilemekte. Büyükelçi Barrack, bu durumu "Türkiye, komşu ülkelerdeki terör tehdidi karşısında her zaman olduğu gibi kararlı bir yaklaşım sergilemiştir. Şam yönetimi ile bu sorunların çözümü sadece Türkiye'nin değil, Suriye'nin toprak bütünlüğü ve istikrarı için de hayati öneme sahiptir" sözleriyle ifade etti.
Şam yönetimi ile PKK/YPG arasındaki sorunlar, uzun yıllardır devam eden ve derin köklere sahip bir meseledir. Özellikle Suriye İç Savaşı'nın başlamasından sonra bölgedeki güç dengeleri değişmiş ve PKK/YPG, bu fırsatı değerlendirerek kendisini daha da güçlendirmiştir. Ancak, Barrack'ın belirttiği gibi, bu durum sadece Türkiye için değil, Suriye'nin geleceği açısından da ciddi bir tehdit oluşturmaktadır.
Büyükelçi Barrack, bölgedeki sorunların çözümünde uluslararası iş birliğinin ve diplomatik çabaların önemine dikkat çekti. “Sadece askeri çözümlerle kalmayıp, kalıcı bir barış için diplomatik kanalları da sonuna kadar zorlamak gerekiyor. Suriye'nin toprak bütünlüğü, burada yaşayan tüm halkların hakkını korumak için elzemdir. Bu noktada, önemli olan İran ve Rusya'nın öne çıktığı yeni bir süreç başlatmak değil, onların etkilerini minimize ederek, gerçek ve kalıcı bir diyalog sürecine yönelmektir” dedi.
Barrack, PKK/YPG ve Şam yönetimi arasında gelişen dengenin yanı sıra Türkiye'nin bu denge üzerindeki rolüne de vurgu yaptı. “Türkiye, dost ve müttefik tüm ülkelerle iş birliği içerisinde bu sorunları çözmeye çalışmakta. Böylelikle hem IŞİD ile mücadelede hem de Suriye'deki istikrarsızlık kaynaklarının ortadan kaldırılmasında daha etkin konumda olunabiliyoruz.” ifadelerini kullandı.
Türkiye'nin Dışişleri Bakanlığı’nın da bu konuda aktif bir rol oynadığını ve uluslararası platformlarda konuyla ilgili çeşitli girişimlerde bulunduğunu belirten Barrack, esas amacın bölgedeki tüm aktörler aracılığıyla kalıcı bir çözüm sağlamanın yollarını aramak olduğuna dikkat çekti. Bu bağlamda, “Suriye’deki tüm grupların bir araya gelmesi ve ahenkli bir liderlik yapısının oluşturulması, kalıcı barışın sağlanması için yaşamsal öneme sahiptir” dedi.
Sonuç olarak, Türkiye'nin Washington Büyükelçisi Mark Barrack, Şam yönetimi ile PKK/YPG arasındaki sorunların sadece bu iki tarafı değil, bütün bölgeyi etkileyen karmaşık bir yapı olduğunu ortaya koyarak, kalıcı bir çözüm için alınacak önlemleri ve istişarelerin önemini vurguladı. Bu süreçte, diplomasinin yanı sıra tüm paydaşların sorunun çözümüne katkı sunmasının kritik olduğunu; birlikte hareket edilmediği takdirde, çatışmaların devam edeceğini söyledi.
Bölgedeki bu gelişmeler, aynı zamanda Türkiye’nin uluslararası alandaki rolünü ve diplomasi üzerinden nasıl bir etki yaratabileceğini bir kez daha gözler önüne serdi. Barış ve güvenliğin sağlanması için izlenecek yol haritası, her ne kadar karmaşık görünse de, iş birliği ve diyalog temelinde ilerlemenin mümkün olduğunu gösteriyor.