Afganistan, geçtiğimiz günlerde meydana gelen şiddetli bir depremle sarsıldı. Gece saatlerinde, birçok insan derin uykuya dalarken, yer hareketleri kendini hissettirdi. Bu doğal afet, 2 binden fazla can almakla kalmadı; aynı zamanda yıkım ve kaosun ortasında bırakılan ailelerin hayatlarını da köklü bir şekilde değiştirdi. Depremin yaşandığı bölgelerde altyapının çökmesi, evlerin yerle bir olması ve kurtarma çalışmalarının zorluğu, durumu daha da içinden çıkılmaz hale getirdi. Bu yazıda, Afganistan'daki son depremin varoluşsal sonuçlarına ve bölgedeki halkın yaşadığı travmalara daha yakından bakacağız.
Afganistan'ın kırsal kesimlerinde meydana gelen bu depremin ardından, ulusal acil durum ekipleri, molozlar arasında kaybolan hayatlardan kurtarmak için seferber oldu. Yapılan ilk tahminlere göre, ölü sayısı 2 binin üzerinde. Evlerini kaybeden aileler, gece yarısı panik içinde sokağa döküldü. Ülkenin hala iyileşmeye çalıştığı yıllar süren savaştan sonra, bu yeni felaket, halkın dönüşüm sürecini ve dayanıklılığını büyük bir tehdit altına soktu. Afet Yönetimi Bakanlığı, bölgeye yardım göndermek için dünya genelinden destek çağrısında bulundu; ancak, ulaşımda yaşanan zorluklar, yardımın hızla dağıtılmasını engelledi. Her gün artan ölü sayısı ve yaralılar, bu durumun aciliyetini ortaya koymakta.
Depremin hemen ardından, kurtarma ekipleri bölgeye ulaşmaya çalıştılar, ancak yolların kapanması ve molozların engel oluşturması nedeniyle bu süreç son derece yavaş ilerledi. Uluslararası insani yardım kuruluşları, Afgan halkına yardım ulaştırmak için çeşitli kampanyalar başlattı, ancak bölgedeki sağlık hizmetlerinin yetersizliği, ciddi yaralanmaların tedavisini zorlaştırmakta. Yerel vatandaşlar, yardımları kendileri toplamak zorunda kalırken, sosyal medya üzerinden de yardım çağrıları yapıldı. İnternetin sınırlı erişimi, bu acil durumlarda halkın iletişim kurmasını zorlaştırdı. Birçok insan, hala kaybolan akrabalarını veya komşularını bulmak için çaresizlik içinde çabalıyor.
Uğursuz gecede meydana gelen deprem, Afganistan’ın zaten zorlu yaşam koşullarını daha da derinleştirdi. Hava koşulları ve gece sıcaklıklarının düşmesi, yardıma ihtiyacı olan insanların yaşamını daha da tehdit eder hale getirdi. Kurtarma çalışmalarında görev alan gönüllüler, dayanışma örnekleri sergileyerek, depremzede ailelere yardım sağlamaya çalıştı. Yine de, bir yandan da ütopya gibi görünen bu yardımların, bu kadar büyük bir felaketin etkilerini hafifletmeye yeterli olup olmayacağı ise herkesin kafasında bir soru işareti oldu.
Olayın ardından, sosyal medyada ve haberlerde yer alan footage'lar, deprem anının dehşetini gözler önüne serdi. Hayatta kalanların yaşadığı duygusal travmayı, yıkılan evlerin görüntüleri ve çaresiz ailelerin gözyaşları daha da derinleştirdi. Ülkede, uzun dönemli yapılaşmanın ve altyapının eksikliği, doğal felaketlere karşı verdiği yanıtları zorlaştırdı. Birçok yönde yapılan uyarılara rağmen, kullanılan inşaat malzemelerinin kalitesizliği ve denetim eksiklikleri, böyle büyük bir felaketin olmasına olanak tanıdı. Önümüzdeki günlerde uluslararası uzmanların bölgeye gelmesi ve yapısal çözümler önerelim ise yalnızca hayal etmekle kalıyoruz.
Afganistan halkı, bu zor günlerde daha fazla destek ve yardım beklediği gibi, yaşanan felaketten sonra tarihine yeni bir dram eklenmiş oldu. Bu durum, sadece bugünkü değil, gelecek kuşaklar için de bir dizi sorunu beraberinde getirecektir. Uluslararası toplum, deprem sonrası yardımcı olma vaadinde bulunurken, insanlar adalet ve onarımın daha hızlı ve etkili bir şekilde sağlanmasını umuyor. Her geçen gün daha da fazla insanın yardıma ihtiyaç duyması, bu büyük yıkımın ne kadar uzun süreli olacağını da gözler önüne seriyor.
Hükümet yetkilileri, deprem sonrası açıklamalarda bulunarak, uluslararası yardıma ihtiyaç duyduklarını ve destek aldıkları takdirde daha hızlı bir kurtarma süreci başlatabileceklerini belirttiler. Ancak, hala kayıp olan insanlar için umudun tükenmesi ve ailelerin yaşadığı belirsizlik, bu acı dolu hikâyenin henüz sonlanmadığını gösteriyor. Eğer bir şeyler bir an önce yapılmazsa, bu zor dönemde kaybolan hayatların sayısının artması kaçınılmaz olacaktır. Bu noktada, hem yerel hem de uluslararası düzeyde işbirliği ve destek sağlanması, Afgan halkının bu yıkımdan kurtulabilmesi için büyük önem taşıyor.
Afganistan’ın geçtiği bu zorlu yolculukta, ülke halkının yeniden ayağa kalkmasının önündeki engellerin aşılması için hepimizin bir şeyler yapması gerektiği kesin. Geçmişte yaşanan tüm facialardan ders çıkarılarak, belirsiz geleceği daha güvenli bir hale getirmek için, deprem sonrası iyileşme sürecine katkı sunmak, sadece o günlerde değil, gelecekte de hatırlanacak bir dayanışma örneği oluşturma potansiyelini barındırmakta.