Ülkemizde her yıl düzenlenen Yükseköğretim Kurumları Sınavı (YKS) başvurularında bu yıl gözle görülür bir düşüş yaşandı. Pandemi süreci, eğitim sistemindeki değişiklikler ve toplumsal endişeler gibi birçok faktör, gençlerin üniversiteye geçiş süreçlerini etkiliyor. Peki, YKS başvurularındaki bu düşüşün arkasında yatan sebepler neler? Öğrencilerin kaygıları, ailelerin tutumları ve sistemin kendisinde yaşanan değişimlere yakından bakalım.
Son iki yıl, dünya genelinde olduğu gibi Türkiye'de de pandemi nedeniyle zorlayıcı bir süreç oldu. Okullar online eğitim sistemine geçti ve yüz yüze eğitim büyük oranda sekteye uğradı. Öğrenciler, bu süreçte yeterince ders işleyememekle birlikte, sosyalleşme ve sınav kaygısı gibi duygusal zorluklarla da başa çıkmak zorunda kaldı. Bu durum, YKS’ye hazırlık sürecini olumsuz etkiledi. Öğrenciler, yeterli bilgi birikimine sahip olmadıklarını düşünerek başvuru yapmaktan kaçındı. Online eğitimde yaşanan zorluklar, öğretmen-öğrenci etkileşimini en aza indirdikten sonra, gençlerin motivasyonunu düşürdü. Birçok öğrencinin sınav için gereken yeterliliği hissetmemesi, başvuru sayısındaki düşüşün temel sebeplerinden biri olarak öne çıkıyor.
YKS, yalnızca bir sınav değil, aynı zamanda gençlerin geleceklerini şekillendiren bir süreçtir. Ancak bu yıl, birçok öğrenci pandeminin getirdiği belirsizlik ve değişimlerle birlikte gelecek kaygısıyla başa çıkmakta zorlandı. Eğitim sistemindeki belirsizlikler, gençlerde kaygı ve stres artışına neden oldu. Sınav hazırlığı sürecinde karşılaşılan psikolojik zorluklar, öğrencilerin başvuru yapma heyecanını olumsuz etkiledi. Ailelerin de çocukları üzerindeki baskıları, gelecekteki iş güvencesi ve kariyer fırsatları üzerine yapılan konuşmalar, gençlerin motivasyonunu düşürdü. Sonuç olarak birçok öğrenci, bu yıl YKS’ye başvurmak yerine farklı yollara yönelmeyi tercih etti.
YKS başvurularındaki düşüş, sadece bireysel bir etki değil, aynı zamanda toplumsal dinamiklerle de bağlantılı. Ailelerin çocuklarının eğitim süreçlerine dair tutumları, sosyal ve ekonomik koşullar, gençlerin üniversiteye olan bakış açılarını etkiliyor. Aileler, özellikle son yıllardaki ekonomik dalgalanmalar ve iş bulma zorlukları nedeniyle çocuklarını üniversiteye göndermekte tereddütte kalıyorlar. Bu nedenle, gençlerin YKS başvurularında yaşanan düşüş, gözlemlenen bir eğilim olarak karşımıza çıkıyor.
Sonuç olarak, YKS başvurularındaki bu düşüş, sadece sayılardan ibaret değil. Gençlerin geleceği, ailelerin kaygıları ve eğitim sisteminin kendisi ile ilgili çok daha derin sorunları gözler önüne seriyor. Eğitim otoriteleri, bu durumu göz önünde bulundurarak gençlerin motivasyonunu arttırmak ve onları tekrar yüksek öğretim kurumlarına yönlendirmek için çeşitli stratejiler geliştirmelidir. Bu süreçte, eğitimdeki değişimlerin, öğrencilerin psikolojileri ve gelecekteki kariyer planları üzerindeki etkilerinin iyi analiz edilmesi gerekiyor.
Gelecek yıllarda, YKS başvuru sayılarının artması için gereken destek ve yenilikler sağlanmadığı sürece, gençlerimizin yüksek öğrenime olan ilgilerinin azalması riski devam edecektir. Bu nedenle, hem eğitim kurumları hem de aileler, gençlerin geleceği için üzerlerine düşeni yerine getirmeye özen göstermelidir. Unutulmaması gereken en önemli şey, eğitimde her bireyin, topluma nitelikli bireyler olarak kazandırılması hedefidir.